Kar amacı gütmeyen “The Intercept” adlı basın kuruluşunun elde ettiği bilgilere göre, dünyaca bilinen NYT, çalışanlarına İsrail’in Filistin ve Gazze’ye yönelik saldırılarını konu alan haber metinleri için “kullanılmayacak kelimeler kılavuzu” hazırladı.
Gazete editörleri Susan Wessling, Philip Pan ve yardımcıları tarafından hazırlanan kılavuzda, Gazze’deki saldırılar için “soykırım” ve “etnik temizlik” ifadelerinin kullanmaması yönünde talimat verilirken, Filistin’in “nadir durumlarda” yazılması ve bu devlet için “işgal altında” ifadesi kullanılmaması yönünde uyarılara yer verildi.
Kılavuzda, Birleşmiş Milletler (BM) tarafından 1948’den bu yana kullanılan “mülteci kampları” ifadesinin de haberlerde yer almaması belirtildi.
The Intercept’e açıklamada bulunan NYT çalışanları, yayımlanan haber metinlerinin bazılarında İsrail’in yaptıklarına “saygıyla” yaklaşıldığına işaret ederek “İsrail-Filistin arasında yaşananlarda tarihsel bir arka planınız ve konuya ilişkin hiçbir fikriniz yoksa durum mantıklı görünebilir.” ifadelerini kullandı.
İlk kez kasımda kaleme alınan kılavuzun sürekli olarak güncellendiğini aktaran çalışanlardan bazıları, bu tarz “yönlendirmelerin” standart bir uygulama olduğunu söyledi.
NYT’de İsrail’in Filistin’e saldırılarında “kullanılan dil” noktasında tartışmalar yaşandığı iddia edilirken, bunların önüne geçilmesi için hazırlanan kılavuzda “katliam” benzeri kelimelerin bilgiden çok duyguları temsil ettiği öne sürüldü.
The Intercept, kılavuzda “etiket kullanmak yerine ne olduğunu anlatın” ifadelerinin kullanılmasına rağmen gazetenin Filistin’in İsrail’e yönelik saldırılarında “kullanılmayan tüm kelimeleri” kullandığını ancak İsrail’in binlerce kişinin ölümüne neden olan Filistin’e saldırılarında ise bu dilden kaçındığını aktardı.
The Intercept’in ocak ayında yayımladığı raporunda da sadece NYT değil, ABD’nin diğer bilinen gazeteleri Washington Post ve Los Angeles Times’ın da öldürülen Filistinli siviller için “katliam”, “kıyım” ve “korkunç” kelimelerinden kaçındığı ifade edilmişti.
Söz konusu raporda, NYT’de 24 Kasım’da yayımlanan haberlerde “katliam” kelimesinin, İsrailli siviller için 53 kez, öldürülen binlerce Filistinli sivil için ise sadece 1 kez kullanıldığı belirtilmişti.
Raporda NYT’nin 7 Ekim’den hemen sonraki haberlerinde, Filistin’in İsrail’e saldırısını “terör eylemi” şeklinde nitelediği ancak İsrail’in çocuk ile kadınların da dahil olduğu binlerce sivilin ölümüyle sonuçlanan saldırıları için “terör” kelimesini kullanmadığına dikkati çekildi.
Hamas’ın silahlı kanadı İzzeddin el-Kassam Tugayları, “Filistinlilere ve başta Mescid-i Aksa olmak üzere kutsal değerlere yönelik sürekli ihlallere karşılık verme” gerekçesiyle İsrail’e 7 Ekim 2023’te kapsamlı saldırı düzenledi.
İsrail, 7 Ekim’deki saldırılarda 1200 İsraillinin öldüğünü, 5 bin 132 kişinin yaralandığını açıkladı.
İsrail’in 7 Ekim’den bu yana Gazze Şeridi’ne düzenlediği saldırılarda en az 14 bin 500’ü çocuk, 9 bin 560’ı kadın olmak üzere 33 bin 899 Filistinli öldürüldü, 76 bin 664 kişi yaralandı.
Enkaz altında halen binlerce ölü olduğu bildirilirken, halkın sığındığı hastane ve eğitim kurumları hedef alınarak sivil altyapı da tahrip ediliyor.
İsrail ordusu, Gazze Şeridi’ne saldırılarının başladığı 7 Ekim’den bu yana 260’ı karadan işgal sürecinde olmak üzere 604 askerinin öldüğünü duyurdu.
Çatışmalara 24 Kasım 2023’te 4 günlüğüne verilen ve daha sonra 3 gün daha uzatılan “insani ara”da 81 İsrailli ve 240 Filistinli esir karşılıklı serbest bırakıldı. Öte yandan İsrail, binlerce Filistinliyi alıkoyup hapsetmeye devam etti.
İşgal altındaki Batı Şeria ve Doğu Kudüs’te de 7 Ekim 2023’ten bu yana İsrail askerleri ile yasa dışı Yahudi yerleşimcilerin saldırılarında 468 Filistinli hayatını kaybetti.
Son verilere göre, İsrail ordusu ile Hizbullah arasında 8 Ekim 2023’ten beri devam eden çatışmalarda 276 Hizbullah mensubu, 54 Lübnanlı sivil, 17 Emel Hareketi, 13 Hamas, 12 İslami Cihat mensubu ile 7 İsrailli sivil ve 11 asker öldü.