Masallar fantastik ve olağanüstü unsurlarla çerçevelense de insan doğası ve toplumsal gerçeklikler hakkında bilgiler de içerirler. Bu anlatılarda sıklıkla ahlaki dersler içeren temalar vardır. Toplumsal cinsiyet rolleri, aile yapısı ve sosyal hiyerarşi gibi konularda normatif mesajlarla dolup dolup taşar. İnsan doğasının temel unsurlarını, açgözlülük, kıskançlık, cesaret, sevgi gibi duyguları temel konuları içinde anlatır. Shakespeare de Çehov da aslına bu temaları kullanır, reyting rekoru kıran diziler de Hollywood yapımı filmler de inanç sistemleri de… Yani toplumu şekillendirmek isteyenler için seçenek çoktur. Sizi masalla karşılamam bu haftanın oyununun bir masal anlatıyor olmasından.
Çirkin, sezonun en çok konuşulan yapımlarından biri oldu. Onlar sezonu bitirdiler, ben ancak yazabildim. Salonun kapasitesi küçük, oyuna talep yoğun olunca sezon boyu kapalı gişe oynadılar. Benim için uygun zamana bilet bulmak geçtiğimiz haftayı buldu. Bu doluluk, yoğun talep çok sevindirici tabi ki. Seyircisini büyülü bir ortama çeken, önemli yenilikleri ve denemeleri olan bir çalışma. Firuze Engin’in yazdığı metin, Güray Dinçol tarafından yönetiliyor. İki kişilik, tek perde oyunda Şiva karakterine Nihal Yalçın, Tavuk rolüne Onur Berk Arslanoğlu hayat veriyor. Alışkanlıklarımızın dışına çekildiğimiz bir iş Çirkin. Oyun sezon boyunca HOPE Alkazar’da sahnelendi. Bu bina Beyoğlu’nda ‘‘Hareketin Sahnesi’’ olarak kendini tanımlayan, restorasyon sonrası, 2021 yılında dönüştürülen bir mekân olarak, dansa, tiyatroya, atölyelere kazandırıldı.
Üç katlı bu ufacık binanın fuaye alanı da küçük. Erken giderseniz kahvenizi başka bir yerde içmeniz gerekecek. Koltuklar numarasız olduğu için heyecanlı seyirci kapı önünde kuyruğa giriyor ve oyun başlamasına beş dakika kala salonun kapısı açıldığı için dar alanda bir bekleme huzursuzluğu oluyor. Havalimanlarındaki uçağa binme sırası gibi. Güvenlik kontrolünü geçen herkes binmeden kalkmayacak ve numarası belli koltuklar için bazen yarım saat oluşturdukları kuyrukta neden beklediğini anlamadığım insanlar gibi. Oyuna da bileti olan herkes girecek ve nereden seyrederseniz başka bir duyumsama yaşayacağınız bir oyun bu. Tavsiyem keyfinize bakmanız olacak. Sizi salona girdiğinizde oyuncular bekliyor oluyor. Seyirciler yerleşene kadar Şiva uykusuna devam ederken, Tavuk beslenmesiyle, eşelenmesiyle, tipik halleriyle insan olmadığına ikna ediyor ve oyun boyunca da Tavuk olma evreninden asla çıkmıyor. Tabi bir masal anlatacakları için seyircinin anlayacağı dilden konuşuyor, gıdaklamıyor. Boğazlanmak, ölmek, artık ölümsüzlüğün lanetinden kurtulmak istediğindeyse daha ortama tam da alışamamış seyirci bu yardım isteğini geri çeviriyor. Oysa oyunun sonunda bunu istese belki bu muradına en güvendiğinin elinden, yasak elma metaforuyla değil hiç tanımadığı seyircilerden varabilecekken. Neyse ki bu riske girmemişler, bizim de elimizi kana bulamamışlar.
Ortam birçok seyirci için yeni ve büyülü. Video haritalama denilen teknoloji ile yapılmış illüstrasyonu ön planda oyunun. Bir de tavuğuyla meşhur bir oyun. Masallar güzelden iyiden hikayesini anlatırken bize çirkinden doğru anlatılan bir ölümsüzlük, lanet, ihanet hikayesi ile karşılaşıyoruz. Anlatılan masal dinleyeni peşinde sürüklemek konusunda bir parça zayıf. Ancak oyuncuların performansı, fiziksel tiyatronun unsurlarının çok iyi çalışıldığının kanıtı. Farklı teknikte oyunculukları başarıyla uygulayan bu ikili alkışı fazlasıyla hak ediyorlar. Bu sene Afife Tiyatro Ödülleri’nde en iyi erkek oyuncu kategorisinde oldukça iddialı bir aday Arslanoğlu. Ayrıca en başarılı oyun, en başarılı yönetmen, en başarılı sahne tasarımı, en başarılı giysi tasarımı, en başarılı ışık tasarımı dallarında da adaylığı olan sezonun ışıldayan bir yapımı. Işıldama konusunda haklılığı çok. 19 adet filtre ile seyircinin etrafını çepeçevre saran bir sanatsal haritalama var. Dijital teknolojiyi oldukça başarılı kullanan ekip, uygulama alanı olarak seçtiği mekanla da etkiyi arttırıyor. Bir yazılım, uygulayıcı, yaratıcı ve mekaniğe ihtiyaç duyan bu görsel şölenlerin maliyeti de yüksek oluyor tabi. Bu aşamada devreye tiyatro yapımcıları giriyor. Oyun alanı dar bir koridor ve üç cepheden oyun seyredildiğinden iki yanlı seyirciler bu görüntü ve ışık selinin içinde kayboluyor. Minimal dekor sahneleme için yeterli olanakları sunuyor. Efektlerin ve anlatıcıların yolculuğunuza eşlik ettiği ışık ormanı seyircisini masalın büyüsüne çağırıyor ama salon buz gibi. Çünkü teknoloji soğuk seviyor; makinelerin sıcak ortamdan zarar görmemesi ve oyunun devam edebilmesi için oyunu morgdan hallice bir ısıda seyredeceksiniz, hazırlığınızı ona göre yapın (not: anneniz).
Önümüzdeki sezon için listenize ekleyeceğinizi düşündüğüm oyunun adaylıklarında başarılar diliyorum. Nihai kazanın tiyatro olduğu 11 Haziran’da gerçekleşecek 26. Afife Tiyatro Ödülleri’nde adaylıkları olan tüm sanatçılara kocaman alkışlar ve başarılar.
NOT 1: 15. Uluslararası İstanbul Opera ve Bale Festivali başladı.
NOT2: 2 Haziran Pazar günü saat 13.00 de, İstanbul Yenikapı Miting Alanı’nda, valilik izinli, hayvan hakları için sivil inisiyatifler olarak meydanda toplanılacak. Siyasetler üstü, vicdani bir mesele için rahatını bozup alana gelmek isterseniz ajandanıza hızlıca not alın lütfen.