DİYARBAKIR – Diyarbakır’da 19 Aralık 2022 tarihinde kurulan ve 98 bileşenin yer aldığı Diyarbakır Kent Koruma ve Dayanışma Platformu’nun 1. Olağan Genel Kurul Sonuç Bildirgesi açıklandı.
Platformun; kentin tarihine, kültürüne, mimarisine, sanatına, ekonomik kaynaklarına ve sosyal dokusuna sahip çıkmaya çalıştığı ve bu amaçla sorunlarının tespiti ile çözümü noktasında siyasi görüş, ırk, din, dil, etnik köken, cinsiyet ayrımı olmaksızın kentteki bütün aktörlerle birlikte kararlılıkla çalışmaya devam ettiği belirtilen bildirgenin sonuçları şöyle:
‘ÇATIŞMALI SÜREÇ CİDDİ TAHRİBATLAR YARATTI’
“Toplumun büyük umutlar bağladığı ve 2012 yılında başlatılan çözüm süreci, beklentilerin aksine sona ermesi ile birlikte yeniden başlayan çatışmalı süreç, hayatın her alanında ciddi tahribatlar yaratmıştır. Başta kentimizde olmak üzere bölgede bir çok kentte seçilmiş yerel yöneticiler görevlerinden alınarak yerlerine kamu görevlileri kayyım olarak atanmıştır. Demokratik bir sistemde kabulü mümkün olmayan ve seçme ve seçilme hakkının açık ihalilini oluşturan kayyım uygulamasına hala devam edilmektedir. Kayyım yönetimi ile birlikte yerel yönetimlerin katılımcılık ve çoğulculuk açısından en önemli yapıları olan Belediye Meclisleri ve Kent Konseyleri de işlevsizleştirilmiştir.
‘KAYYIMLARLA KENT YÖNETİMİNDE SÖZ SÖYLEME OLANAĞI KALMADI’
Bu uygulama ile kentin sorunları ve kent hayatıyla doğrudan ilgili bulunan kurum ve yapılarının çözüm adına kent yönetiminde söz söyleme olanağı kalmamıştır. Kent kimliğinden ve kültüründen kopuk yönetim anlayışı kentlerimizde var olan ekonomik, sosyal ve toplumsal sorunları daha da derinleştirmiştir. Demokratik teamülleri zedeleyen bu olumsuz uygulamalar ve siyasal iklim de kent kültürünü ve hukukuna sahip çıkmak amacıyla oluşturduğumuz platformun her koşulda bağımsız, tarafsız ve tüm faklılıkları içerisinde barındıran katılımcı ve çoğulcu yapısıyla çalışmalarına devam edecektir.
‘6 ŞUBAT DEPREMİ YEREL YÖNETİMLERİN ÖNEMİNİ AÇIĞA ÇIKARDI’
Özellikle kentimizin de içerisinde yer aldığı ve büyük bir yıkıma sebebiyet veren 6 şubat depremi ile sivil toplum örgütlerinin ve yerel yönetimlerin önemi bir kez daha açığa çıkmıştır. Deprem kaynaklı başta yıkımlar ve kentlerin yeniden inşası olmak üzere ağır ve önemli sorunlar hepimizin önünde bütün ağırlığıyla durmaya devam etmektedir. Deprem sonrası barınma ve ekonomik sorunların yanı sıra yanlış yerel politikalarla birlikte adli suçlarda özellikle de uyuşturucu madde kullanımı ve ticareti gibi suçlardaki artış kaygı verici boyutlara ulaşmıştır. Bütün bu ve benzeri sorunlar; yerelde bulunan ilgili tüm sivil ve kamusal aktörlerin dahil edileceği süreçlerle oluşturulacak doğru ve gerçekçi politikalarla çözüme kavuşabilir.”
‘BU MODELİN EN KISA SÜREDE TÜM İLLERDE YAYGINLAŞTIRILMASI BENİMSENMİŞTİR’
Öte yandan bildirgede, Kent Koruma ve Dayanışma Platformu’nun, sağlıklı ve sürdürülebilir bir kentin oluşturtulmasına; altyapı, ulaşım, imar, ekolojik alanlarına yönelik çalışmalar ile kent kaynaklarının etkili, verimli ve adil kullanımını takip eden, yanlışlara itiraz eden ve çözüm önerilerini geliştiren bir yapı olarak çalışmalarına devam edeceği belirtilerek şu ifadelere yer verildi:
“Oluşturduğunuz bu modelin en kısa sürede bölge kentleri başta olmak üzere tüm illerde yaygınlaştırılması benimsenmiştir. ‘Kentin Kollektif Aklını Hakim Kılma ve Değerlerimize Sahip Çıkma Zamanıdır’ bilinci ile bir kez daha tüm toplumsal sorunlarımızın demokratik zeminde diyalog yöntemi ile çözülebileceğine olan inancımızla platform üyesi tüm sivil toplum, iş, meslek ve hak örgütü bileşenlerimize çalışmalarında başarılar diliyoruz.” (DUVAR)